25 Mayıs 2008 Pazar
Vahim Çernobil kazasından sonra, Karadeniz'de üretilen çayların kansorejen olduğu yolunda haberler yapılmıştı. Dönemin bakanı höpürdete höpürdete çay içerek''çaylarımız temiz''derken, yıllar sonra kendilerinin kanserden öldüğünü duyduk. Sebebi kansorejen çaylar mıdır yoksa ilahi adalet midir?
Yıllarca, binlerce kişiye dünya değiştirten trafik kazalarının, yeni düzenlemelerle azalacağını umarak sevindik. Artık lise diploması olmayan, ehliyet kursuna gitmeyen arabada kullanamayacaktı. Ama hala her bayram tatilinde bugünün bilançosu ... kişi haberleri. Demek ki hala kurallara göre ehliyet alanlar, kılıfına göre alanlardan az.
Düğünler, sünnet törenleri, asker uğurlamalar, şampiyonluk kutlamaları...... Ortak özellikleri nedir diye soracak olsak, hepimizin aklına kaza kurşununa kurban olan katılımcılar gelir mi? Silah kullanma ruhsatı olanların itibarı, milletin vekillerinin itibarından daha az olmasa gerek. Kurbanlarda daha çok çocuk oluyor nedense; kenarda oyun oynayan, balkondan taraftar seyreden, merakla dünyayı tanımaya çalışan. Belkide yetkili ağız bunu düşünerek üç çocuk diyor. Nasıl olsa bir kısmı kim vurduya gidecek.
Bir adam televizyonda konuşuyor açıkça mı demeli safça mı demeli?Yurt dışına sebze meyve gönderen bir işletmenin sahibi. Anlatıyor ''batı avrupa bizden mal almıyor, aldığı az miktarda malıda tırlarda bekletiyor analizlerini yapıp öyle alıyor. Bizim tahlillerimizi kabul etmiyor güvenilir bulmuyor. ''Dürüst adam!Onkologlar açıklama yapıyorlar, hormonlu gıdaları tüketmeyin. Aslında ne kadar çok kanserli hasta, o kadar çok para demek. Dürüstlüğe sahip olmak ne güzel. Keşke ''gıdalarda abartılacak kadar hormon yok ''diyen yetkili ağız da birazcık dürüst olabilse.
Bir sağlık ocağını keneler basmış. Kene kolonisi buraları istila etmiş durumda. Bununda sorumlusunun İsrail'den gelen bir grup ajan olduğu söyleniyor. Kötü ajanlar getirip kırsalda salıvermişler kanamalı kongo kenelerini. Nasıl kapkaççılar için emniyeti suçlayamıyorsak keneler içinde yerel yönetimleri suçlamamalıyız.
Yüzlerce insanın sebebi açıklanamayan değil, itiraf edilemeyen birseylerden dolayı zehirlenmesi nasıl bir komedidir. Yetkili makam olayı incelemesi için iki kişiden oluşan bir heyet göndermiş. Heyet döndükten sonra yetkili makam sulara kanalizasyon karıştığını açıklamış. Ama daha az yetkisi olan, su tahlillerinin temiz olduğunu söylemiş.
Bütün bu traji komik anormallikleri, normal kabul ettikten sonra hayat daha bir kolay. Nasıl olsa bunların hiçbirinden bizim vergilerimizle mevki sahibi olanlar sorumlu değil. Yetkililer kendilerinde azca bulunan fikirlerini bizlerle paylaşıyor. Diyorlarki keneden ölmek normal, eğer sen pantolonunun paçasını çorabının içine sokmuyorsan suçlu sensin. Şehir şebekesininden su kullanıp zehirleniyorsan, suç senin. Kanalizyonu kullanan pislik kiminse, zehirlenmeyi o hak eder. Nede olsa ödediğimiz vergiler bize yol, su, kanalizasyon olarak geri döner. Bazılarıda bonus olarak mikroplu döner.Başıboş gezen kurşunun önüne sen kendini at, sonrada suçlu ara. Artık herşeyi devletten beklemeyelim lütfen.
Yıllarca, binlerce kişiye dünya değiştirten trafik kazalarının, yeni düzenlemelerle azalacağını umarak sevindik. Artık lise diploması olmayan, ehliyet kursuna gitmeyen arabada kullanamayacaktı. Ama hala her bayram tatilinde bugünün bilançosu ... kişi haberleri. Demek ki hala kurallara göre ehliyet alanlar, kılıfına göre alanlardan az.
Düğünler, sünnet törenleri, asker uğurlamalar, şampiyonluk kutlamaları...... Ortak özellikleri nedir diye soracak olsak, hepimizin aklına kaza kurşununa kurban olan katılımcılar gelir mi? Silah kullanma ruhsatı olanların itibarı, milletin vekillerinin itibarından daha az olmasa gerek. Kurbanlarda daha çok çocuk oluyor nedense; kenarda oyun oynayan, balkondan taraftar seyreden, merakla dünyayı tanımaya çalışan. Belkide yetkili ağız bunu düşünerek üç çocuk diyor. Nasıl olsa bir kısmı kim vurduya gidecek.
Bir adam televizyonda konuşuyor açıkça mı demeli safça mı demeli?Yurt dışına sebze meyve gönderen bir işletmenin sahibi. Anlatıyor ''batı avrupa bizden mal almıyor, aldığı az miktarda malıda tırlarda bekletiyor analizlerini yapıp öyle alıyor. Bizim tahlillerimizi kabul etmiyor güvenilir bulmuyor. ''Dürüst adam!Onkologlar açıklama yapıyorlar, hormonlu gıdaları tüketmeyin. Aslında ne kadar çok kanserli hasta, o kadar çok para demek. Dürüstlüğe sahip olmak ne güzel. Keşke ''gıdalarda abartılacak kadar hormon yok ''diyen yetkili ağız da birazcık dürüst olabilse.
Bir sağlık ocağını keneler basmış. Kene kolonisi buraları istila etmiş durumda. Bununda sorumlusunun İsrail'den gelen bir grup ajan olduğu söyleniyor. Kötü ajanlar getirip kırsalda salıvermişler kanamalı kongo kenelerini. Nasıl kapkaççılar için emniyeti suçlayamıyorsak keneler içinde yerel yönetimleri suçlamamalıyız.
Yüzlerce insanın sebebi açıklanamayan değil, itiraf edilemeyen birseylerden dolayı zehirlenmesi nasıl bir komedidir. Yetkili makam olayı incelemesi için iki kişiden oluşan bir heyet göndermiş. Heyet döndükten sonra yetkili makam sulara kanalizasyon karıştığını açıklamış. Ama daha az yetkisi olan, su tahlillerinin temiz olduğunu söylemiş.
Bütün bu traji komik anormallikleri, normal kabul ettikten sonra hayat daha bir kolay. Nasıl olsa bunların hiçbirinden bizim vergilerimizle mevki sahibi olanlar sorumlu değil. Yetkililer kendilerinde azca bulunan fikirlerini bizlerle paylaşıyor. Diyorlarki keneden ölmek normal, eğer sen pantolonunun paçasını çorabının içine sokmuyorsan suçlu sensin. Şehir şebekesininden su kullanıp zehirleniyorsan, suç senin. Kanalizyonu kullanan pislik kiminse, zehirlenmeyi o hak eder. Nede olsa ödediğimiz vergiler bize yol, su, kanalizasyon olarak geri döner. Bazılarıda bonus olarak mikroplu döner.Başıboş gezen kurşunun önüne sen kendini at, sonrada suçlu ara. Artık herşeyi devletten beklemeyelim lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder