Bu yazıya herhangi bir başlığı yakıştıramadım ama fotoğraflar Milano'dan.Geçen haftasonu tam anlamıyla yorgunluktan bittiğim bir cuma günü ertesinde sabah beşte kalkarak yollara koyuldum.
Her zamanki gibi valiz hazırlığımı son dakikaya bırakarak kendimi şaşırtmamayı yine becerebildim.Okunmak için kitap almayı unutan ben tekrar eve gelerek aceleyle elime ilk geçen kitabı çantama atmışım kitap yaklaşık çok kilo ağırlığında ve ben o kitabı otelde bırakmayı unuttuğum için bütün gün sırtımda taşıdım.
İstanbul'dan işi için gelen arkadaşımla aylar öncesinden haftasonu için yapılan gezelim tozalım planını uygulamak için buluştuk.Tozamasakda gezme kısmını yapabildik.
İtalya benim her zaman en sevdiğim varış noktası oluyor;mutlu oluyorum İtalya'da.....Buna bir sebep aramıyorum olduğu gibi kabul ediyorum.
Benim fotoğrafla ne kadar haşırneşir olduğumu bilen arkadaşım ''neden fotoğraf çekmiyorsun''dedi.Yalandan telefonla bir iki fotoğraf çektim ...güldü.
Sonra kendi kendime açıkladım durumumu; gezilerde ne yapacağımı benim o anki modum belirliyor.Geziye çıkmadan önce soruyorum kendime ben ne istiyorum;bazen canım sadece yaşamak istiyor o zaman yürüyorum, oturuyorum izliyorum...Bazen benim fotoğrafım gelmiş diyorum,yükleniyorum ağır makinamı,lenslerimi ...sadece çekiyorum.
Bu gezide de sadece yaşayasım varmış ....meydanlarda cafelerde oturup durasım ,parklarda sokaklarda yürüyesim varmış.
Yavaş yavaş kendim için yaşamayı öğreniyorum.Orayada gittim,burayıda gördüm ,şunu bunu yaptım ruh hali beni terk ediyor.
Tabi bunu sonucu olarak benim gezi yazıları biraz hava civa ölçüsünde.