28 Ekim 2011 Cuma

RAJİTHA İLE BEYOĞLU



Geçen hafta Mısır'da yaşayan Hintli misafirimle rehber eşliğinde Beyoğlu gezisi yaptık.Program yapılırken heyecanlanmıştım ama günü gelince üzerime yapacağım koşturmanın yılgınlığı çöktü.

Erkenden kalktım Sarp'ı uyandırdım , onbirde gitmesi gereken okula sabah dokuzda bıraktım . Yol tercihim yanlış olduğundan iki saati trafikte geçirdim .Yanıma rehberinde telefonunun olduğu programı almayı unuttuğumdan , dakikalarca kıvranarak otelin telefonunu buldum ama işime yaramadı .Son anda programın mailllerimde de olduğunu hatırlayarak rehbere ulaştım . Neyse küçük grubuma bir saat gecikmeyle ulaşabildim .

 Isıtan ama bunaltmayan güneşin eşliğinde , taksimden tünele doğru gezimize başladık  İnsanlar daha sokakları doldurmaya başlamamıştı .

Bir grup taksim meydanında bir gün önce ölen şehitlerimiz içi''terörü lanetleme''gösterisi yapıyordu .

Benim aklımda binbir tilki , hepsinin kuyrukları birbirine dolanmış ,
çözmek namümkün ; şehitler , Sarp'a yetişmem lazım, Yasoş anahtarını almışmıdır.....

İnsanın yaşadığı şehirde turist olması ne kadar zor, hatta imkansız. Hayatının , istesende istemesende insanın omuzlarına yüklediği
(zorunluluklar mı demeli , sorumluluklar mı demeli bilemedim)
işlerin zihinsel ve fiziksel ağırlığı üzerine çökünce turist ömer olunamıyor.......



Ben bu turu yaklaşık dört yıl önce Sarp'a hamileyken samimi arkadaşlarımla yapmıştım ,  o zamanda bir rehber vardı ama rehberin cinsiyetini bile hatırlayamadım .


               

O zamanda aynı fotoğraf makinamla çekimler yapmıştım , bu sefer objektifim farklıydı ama hemen hemen aynı fotoğrafları çekmeye çalıştım . Fazla bir değişiklik yok gibime geldi.

              
Onlarsız olur mu ?

      

Ya çiçek pasajsız olur mu?

          

Perasızda olamadı.


Onlarda sahnedeydi.



Gerçekten şişman kedicik.



Yemeğimizi  yerken gördüğümüz manazara buydu , Rajitha bu manzaradan haklı olarak çok hoşlandı.Bize ''siz bu manzarayı ne kadar sık görüyorsunuzdur'' dedi . Biz ona '' hayatın koşturması içinde manzarayı  fark edecek , durup soluklanacak zaman bulamadığımızı '' anlatmadık . O da fark etmedi fotoğraf çekerken , bizimde onun kadar heyecanla fotoğraf çektiğimizi .


                                                                                      
                                   

 




Galatada sıra beklerken gözüme takıldılar.















Galatanın bir kısmı , diğer kısmını bilmeyen var mı?



Çok güzel hala.



Saat dördü vurur , külkedisi bu büyük kentte kendi kıtasına geçmek için yollara düşer .

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ayyh yemin ederim yoruldum. Hele ki geçen hafta sonu benzerini yaşayınca yürekten paylaştım. Sevgiler...