12 Haziran 2007 Salı
Bu günü sadece kendime ayırdım.Beynimi temizledim, yeni taze düşünceler ürettim, gereksiz olanları sildim, beni üzenleri cerrahi müdaheleyle kazıdım, ufacık bir parça dahi bırakmadım tekrar üremesin diye. Çareler buldum, hayatımı zehir eden bilgiler beynime girmesin diye, giriş kodlarını iptal ettim hepsinin.
Bulutlar seyredildi, ''I'M YOUR MAN'' filminin müziklerini dinlendi, Leonard Cohen sevgi ve saygıyla anıldı . On gündür ustalarla boğuşmaktan , hayatın tadının alınmadığı fark edildi. Uzun bir kayıp, on sıkıcı gün. Hayatın yatağını değiştirmenin gerektiğini hissettiren on gün. Yaklaşık bir senedir düşünülen,, kendime ait bir iş düşüncesini hayata geçirmenin tam vakti. Son beş yıldır her merak ettiğimi öğreneyim maymunluğundan kurtulup işe koyulmak gerekir. Bir iş üzerinde yoğunlaşmanın tam sırası.
Yapmak istediğim , yapabileceğim işlerin sayısı üçe indirildi. Şimdi gerekli araştırmaları yapıp doğru kararı verebilmekte iş. Değişik heyecanlar var yüreğimde bu konuyla alakalı.
Son iki yazıya bakarak biz insanoğlunda, hayat tatmininin ne kadar imkansız olduğunu görüyorum. Etrafımda çalışan herkes ki buna birçok erkekte dahil ev hanımı yada ev erkeği olmak istiyor. Çalışmayanlarda bu durum tam tersi.
Mükemmel hayatın tarifi var mı? Kimler ''tam da yaşamak istediğim hayatı yaşıyorum'' diyorlar. Zıtlıklar bunun için mi varlar acaba?Çalışmak, çalışmamak ne fark eder insan mutluysa........................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder