29 Şubat 2008 Cuma
Zaman zaman yaşadığım anları sanki ben yaşamamışımda,başkasının anılarını bir filmde seyrediyormuşum gibi oluyor. Hayatın o kadar geçmişinde kalmış oluyor ki, gerçekliği hayal gibi geliyor . İşte bu da öyle bir gerçek hayal.
Ankara'da aydınlığın karanlığa kavuşmak için acele ettiği, suların buza çektiği soğuk kısa günlerden biri. Özel bir üniversitenin giriş katında karanlık bir sınıf, gözler slaytlarda, fonda tektüze sesiyle hoca ''sanatın tarihini ''anlatıyor.Benim aklımda binbir acemi tilki. Bütün gece uyumayıp proje sonlandırmışım, yoğun bir uyku baskını. Bu bölüm yerine ekonomide kalmayı tercih etmeliydim düşünceleri geçiyor hayallerimin arasından......Slaytlar birbiri arkasına geçerken sahneyi ANTONI GAUDİ alıyor. İşte o anda ilk bakışta aşkın sadece insanlar arasında olmadığını anlıyorum. Casa mila, kalp atışlarım hızlanıyor, yutkunmakta zorlanıyorum, bu ne kadar güzel bir hayal gücü. O yaşlarda ,geçen zamanın hızını yakalıyabilmek için yapılan koşunun, herhangi bir metresinde kaldı Gaudi.
Yıllar sonra, ortam yine karanlık tek ışık kaynağı televizyon. Casa Mila'da çevrilmiş bir Avrupa filmi gözlerimin önünde geçit yapıyor. Aynı kalp çarpıntısı. Nasıl unutmuşum ben Gaudi'nin eserlerini bu kadar beğendiğimi, vefasızın tekiyim.
Yine yıllar sonra geçmişe inat, ortam günlük güneşlik. Sadece, Gaudi'nin hayal gücünün sınırlarını hissetmek için hazırım. Görmek, dokunmak yeterli değil. Her adımda durup hissetmek istiyorum. Park Güell'de tasarım banklara oturup güneşin beni ısıtmasına izin veriyorum acele etmeden ellerimi bankın üzerinde dolaştırıyorum. Düşünüyorum ki bütün duyu organlarımla hissedersem bu anı asla unutmucam. Hatta alzheimer olsam dahi bu anı hatırlıcam.
Ankara'da aydınlığın karanlığa kavuşmak için acele ettiği, suların buza çektiği soğuk kısa günlerden biri. Özel bir üniversitenin giriş katında karanlık bir sınıf, gözler slaytlarda, fonda tektüze sesiyle hoca ''sanatın tarihini ''anlatıyor.Benim aklımda binbir acemi tilki. Bütün gece uyumayıp proje sonlandırmışım, yoğun bir uyku baskını. Bu bölüm yerine ekonomide kalmayı tercih etmeliydim düşünceleri geçiyor hayallerimin arasından......Slaytlar birbiri arkasına geçerken sahneyi ANTONI GAUDİ alıyor. İşte o anda ilk bakışta aşkın sadece insanlar arasında olmadığını anlıyorum. Casa mila, kalp atışlarım hızlanıyor, yutkunmakta zorlanıyorum, bu ne kadar güzel bir hayal gücü. O yaşlarda ,geçen zamanın hızını yakalıyabilmek için yapılan koşunun, herhangi bir metresinde kaldı Gaudi.
Yıllar sonra, ortam yine karanlık tek ışık kaynağı televizyon. Casa Mila'da çevrilmiş bir Avrupa filmi gözlerimin önünde geçit yapıyor. Aynı kalp çarpıntısı. Nasıl unutmuşum ben Gaudi'nin eserlerini bu kadar beğendiğimi, vefasızın tekiyim.
Yine yıllar sonra geçmişe inat, ortam günlük güneşlik. Sadece, Gaudi'nin hayal gücünün sınırlarını hissetmek için hazırım. Görmek, dokunmak yeterli değil. Her adımda durup hissetmek istiyorum. Park Güell'de tasarım banklara oturup güneşin beni ısıtmasına izin veriyorum acele etmeden ellerimi bankın üzerinde dolaştırıyorum. Düşünüyorum ki bütün duyu organlarımla hissedersem bu anı asla unutmucam. Hatta alzheimer olsam dahi bu anı hatırlıcam.
Artık ayrılık vakti,bana onları hatırlatacak bir hatıra istiyorum.Nedendir duygularımı somutlaştırma isteği? Vazgeçtim maddeden, onun yaptıklarına ait sadece hissettiklerimin kalmasını istedim .
3 yorum:
Gaudi'yi dusunmek bile heyecanladiriyor insani Barcelona'yi da oyle. Sevgiler
çok güzel
çok begendim canım...
Yorum Gönder